You are using an outdated browser. For a faster, safer browsing experience, upgrade for free today.

Yükleniyor...

Diş Dolgusu

Çürük nedeniyle zarar görmüş bir dişe, işlevini yerine getirebilmesi için yapılan işleme dolgu denir. Dolgunun amacı boşlukları kapatarak çürüğün ilerlemesini önlemektir. Dolgu birçok malzemeden yapılabilmektedir. Malzeme tercihini hekiminizle beraber yaparsınız. Bu beyaz renkli bir kompozit ya da siyah renkli bir amalgam veya porselen bir materyal olabilir.

Diş hekiminiz, dolgu yapmaya karar verdiğinde önce çürük dokuyu ve etkilenen diğer alanları temizler. Temizlenen boşluk daha sonra tercih ettiğiniz doku dostu bir materyal ile doldurulur. Eğer bu işlem gerekiyorsa ve yaptırmamakta ısrarcıysanız bu sizin ilerleyen dönemde dolgu yaptırarak probleminizi çözemeyip kanal tedavisi gibi bir işlem yaptırmak zorunda kalmanıza sebep olabilir. Dolgu gerektiren çürükler her zaman ağrı yapmayabilirler ve bu sizin onları farketmemenize neden olabilir. Bu yüzden altı ayda bir hekiminize muayene olup eğer varsa çürüklerinizi tedavi ettirmelisiniz.

Adana Dolgu Fiyatları Ne Kadar?

Adana'da dolgu fiyatları, birkaç faktöre bağlı olarak değişebilmektedir. Fiyatlar genellikle kullanılan dolgu maddesi, tedavi alanının büyüklüğü, uygulama sayısı ve tedaviyi gerçekleştiren sağlık kuruluşunun konumu gibi etkenlere bağlı olarak belirlenir. Dolgu maddeleri çeşitlilik gösterir ve her biri farklı maliyetlere sahiptir. Bazı dolgu maddeleri daha pahalı olabilirken, diğerleri daha uygun fiyatlı olabilir. Dolgu uygulaması yapılacak bölgenin büyüklüğü ve tedavi alanının ihtiyaçları da fiyatları etkileyen diğer faktörler arasındadır. Sağlık kuruluşunun konumu da fiyatlar üzerinde etkili olabilir. Genel olarak, Adana'da dolgu fiyatları çeşitlilik gösterir ve bu nedenle en doğru fiyat bilgisini sağlık kuruluşlarıyla iletişime geçerek öğrenmek önemlidir.

Sıkça Sorulan Sorular

Günümüzde diş hekimliğindeki teknolojik gelişmeler ve tıbbi birikim, ağız ve diş sağlığı alanında hastalara birçok yenilik sunmaya devam ediyor. Kişiler bu gelişmelerle, hem ağız ve diş sağlıklarını maksimum düzeyde koruyabilirken hem kendilerine göre estetik olan tedavi şeklini seçebiliyorlar. Diş hekimliği alanında sık kullanılan tedavi yöntemlerinden olan dolgu işlemleri de, bu yeniliklerle birlikte çeşitlenmiştir. Hastalar diş hekiminin tavsiyesiyle birlikte; gerek uzun ömürlü olanları, gerekse estetik olarak daha iyi duran dolgu seçeneklerini kendileri belirleyebilmektedirler. Ancak size “hangi diş dolgusu daha iyi” sorusunun cevabını verecek tek kişi, diş hekiminizdir. Çünkü her dolgu seçeneği, sizin için uygun olmayabilir.

Amalgam dolgu Civanın gümüş, bakır ve kalayla yaptığı karışımdır. Eskiden rutin olarak kullanılan bu malzeme şu anda siyah olmasından dolayı çok tercih edilmemektedir. Kompozit dolgu Kompozit dolgular; birbirinden farklı maddelerin bir araya gelmesiyle oluşur. Plastik olarak şekil verilebilir ve ultraviole (UV) ışığı ile sertleşir. Bundan dolayı toplumda ışınlı dolgu olarak da bilinir. Günümüzde rutin olarak uygulanan dolgu materyalidir. Özellikle ön dişlerde sağladığı estetik başarı oranı oldukça yüksektir. Porselen dolgu (İnlay ve onlay) Hastalıklı çürük diş dokusu çıkartıldıktan sonra oluşan boşluğun bu yöntemle doldurulmasına inlay, tüberkül adı verilen çıkıntıların da hasara uğrayıp, ortadan kalktığı durumlarda kaybedilen diş yapısını tekrar oluşturularak yapılan dolgu yöntemine ise onlay adı verilir. İnlay ve onlay dolgular hastalıklı bir dişin restorasyonuna ve korunmasına çok önemli katkı sağlayan uygulamalardır. Diş harabiyetinin fazla olduğu durumlarda, yapılan klasik dolguların komşu dişler ile temasını tam olarak sağlanması çok zor, çoğu zaman da olanaksızdır. Böyle bir dolguyla yiyeceklerin iki diş arasına sıkışması, hastalar için rahatsız edici bir his verebilmektedir. İnlay ve onlay dolgular laboratuvarda üretildikleri için bu sorun ortadan kalkmaktadır. Bunun nedeni, klasik dolgu yöntemleri ağız içinde sınırlı şekillendirmeleri yapma imkanı sunmakta iken, inley ve onlay dolgularda ise olması gereken şekil üzerinde çalışılıp uğraşılarak laboratuvar şartlarında hazırlanmasıdır. İnlay ve onlay dolgular, klasik dolgulara göre çok daha uzun ömürlüdür.

Diş hekiminiz dişinize dolgu yapılıp yapılmayacağını birkaç yöntem ile saptayabilir. İlk adımda gözlem yapılır. Dişlerinizdeki renk değişimine bakılır. Başka bir yöntemde ise çürük boyası kullanılır. Kullanılan çürük boyasında, dişler bu boya ile çalkalanır, boyanın varsa çürük bölgelerine yapışması beklenilir. Süregelen ve devamlı yapılan yöntemlerden olan röntgende ise çürük yüzeylerinin rahatlıkla görülebilmesi sağlanır. Fakat bilinmesi gerekir ki röntgen bazı durumlarda küçük çürükleri görmede yetersiz kalabilir. Tüm bu adımlarda çürük oluşumu bakılır ve eğer çürük varsa dolgu gerekebilir. Fakat dolgu için tek sebep çürük değildir. Bununla birlikte; çatlak, kırık dişler gibi durumları da sebep olarak gösterebiliriz.

Kompozit dolgular; diş kırıklıkları tedavisinde rahatlıkla kullanılabilen materyallerdir. Kompozit dolgular tek seansda yapılabilmesi, diş renklerine uygun yapılabilmesi, uygulama yapıldıktan sonra dişlerin rahatlıkla kullanılabilmesi, diş bakımı ve temizlenmesinin rahatlıkla yapılabilmesi, estetik bir görünüm sağlanabilmesi gibi avantajlara sahiptir

Kompozit dolguların ömrü; büyüklüğü, kişinin hijyeni ve günlük beslenmesine göre değişebilmektedir. Kompozit bir dolgu için ortalama olarak beş ila on yıl diyebiliriz ancak bu doğru yapılmış ve doğru kullanılmış bir dolgu için geçerlidir.

Dünya Dişhekimleri Birliği (F.D.I) 2011 yılı bildirisi ve Amerikan Dişhekimleri Birliğinin (A.D.A) 2010 raporu ortak sonuçlarına göre Dental Amalgam dolguların güvenilir, işe yarar bir dolgu maddesi olduğu açıklanmıştır. Aynı birlikler tarafından 6 yaş üstü bireylerde amalgam dolguların kullanımı ile ilgili herhangi bir nörolojik ve renal patolojik bir duruma neden olmadığı bildirilmiştir. Günümüzde sık kullanılmamasının sebebi çoğunlukla estetik sebeplerdir.

Dolgu sonrasında soğuk sıcak hassasiyeti ilk bir kaç hafta normaldir diyebiliriz. Çürük ve yapılan dolgu ne kadar derinse hassasiyet süresi de o kadar uzun olur. Hassasiyet dolgu altına yerleştirilen materyaller sayesinde her geçen gün kendi kendine azalır.Beyaz (kompozit) dolgularda 3-4 hafta sonunda azalmayan bir hassasiyet varsa tekrar randevu almanız gerekir. Dolgu sonrası ısırdığınızda ağrı oluyorsa, dolgunuz yapılırken küçük yükseklikler kalmış olabilir veya sağa sola hareket esnasında erken temaslar olabilir. Bu temasların kaldırılması gerekir o yüzden böyle bir şey varlığında beklemenize veya ağrı kesici kullanmanıza gerek yoktur. En kısa zamanda dişinizi hekiminiz tekrar görmelidir. Çünkü hekiminiz dolgunun yüksek kısımlarını aldığında ağrınız geçecektir. Sizin için hekiminize en yakın zamanda gözükmeniz gereken durumları toparlayacak olursak; 1. Dişinizin zonklaması, ağrının kulağınıza şakağınıza vurması, 2. Isırdığınızda ağrı olması, 3. Sıcağın ağrıyı artırması, 4, Özellikle gece ağrı olması, 5. Ağrıların kendiliğinden ve uzun süreli olması, 6. Ağrıların ağrı kesici ile geçmemesi diyebiliriz.

Bu her zaman gerekmeyebilir ancak çoğunlukla uyuşturmak gerekir. Bunu dolgu yapılacak olan dişinizin ne kadar çürüdüğü belirler. Eğer derin bir çürükse uyuşturmamak size işkence etmek olur ama çok yüzeysel bir çürükse uyuşturmak şart değildir.

Yeni yapılmış bir dolguda ufak tefek hassasiyetler olabilir ancak bu zamanla geçer. Bunun için bir şey yapmanıza gerek yoktur. Bu ağrı dışında bir ağrınız varsa ve bu sizi rahatsız etmeye yetecek boyutlardaysa hiçbir şey yapmayın ve hekiminize gözükün çünkü bu normal bir durum değildir, tedavi görmeniz gerekebilir.

Dişinizde bulunan çürük dolgu ile tamir edilebilecek boyutlardaysa yapılabilir. Sadece eğer bu dişiniz işlev görmeyen bir yirmiyaş dişiyse çekim yapmak dolgu yapmaya tercih edilebilir.

Eğer anestezi uygulanmışsa, anestezi etkisi ortadan kalkana kadar bir şey yenmemesi önerilir. Uyuşukluk nedeniyle dudak, yanak ısırması, diş kırılması görülebilir. Bunun dışında yapılan dolgu materyali de yemek yemenizde etkilidir. Örneğin kompozit dolgu malzemesi kullanılmışsa anestezinin etkisi geçtikten kısa bir süre sonra yemek yenebilmektedir. Çünkü zaman içinde sertliği değişmeyecektir. Yani kullanılan materyale göre hekiminiz sizi yönlendirecektir. Bu yüzden hekiminizin yönlendirmelerine uymalısınız.